Altan sinsi hesaplarıyla Nuri'ye yaklaşır. Fakat kader Altan ve Nuri'nin başını hep tehlikeli maceralara sürükler. Her şeyin çok güzel olacağını zanneden ikilimiz beraber ağlar, beraber güler.
öncesi yükleniyor...
00:30:08,071
Bırak, Altan!
00:30:10,360
Parayı önüme tak diye koydu, o tabureleri öyle aldım. Allah belamı versin.
00:30:13,900
Ne o öyle? Hiç bir şey dinlemiyorsun ki sen.
00:30:19,960
- Sen nereye? <- E yürüyoruz işte.
00:30:22,600
- Ben depoya gidiyorum yatacağım. <- Tamam, ben bırakırım seni.
00:30:26,120
- Yok canım sen gelemezsin oraya. - Niye ki?
00:30:28,880
- Oğlum orası işyeri anlamıyor musun ya? <- Tamam bırakırım ben seni ya, Allah Allah.
00:30:33,920
- > Ya sen beni bırakma, sen git, tamam.
00:30:35,119
Gel bak bir yere gidecektik ya, bir yer göstereceğim.
00:30:37,480
- > Ne göstereceksin? Bu saatte Altan!
00:30:40,874
Ya gel Allah aşkına ya, çok önemli. Kırma beni.
00:30:43,200
Oradan bırakırım ben seni depoya. Çok özel bir şey ya, lütfen. Hemen şurada.
00:30:51,800
- Geldik. - Nereye geldik?
00:30:54,520
< - Bak. - Ne?
devamı yükleniyor...